İlk çalışmalarında Alexander Sergeyevich çokgenellikle Byron ve Rousseau'nun düşüncelerini kopyalar. Bu yazarlar, büyük Rus şairi için putlardı, ama romantizm dönemi geçti ve evrenle ilgili yeni düşünceler, toplumdaki insanların tutumu. Puşkin daha gerçekçi düşünmeye başladı, böylece Byron ile bir anlaşmazlığa girdi. O, romantizmin ruhuyla yazılmış olan "Kafkas Tutsağı" şiirinde başladı, ama bu romantizm oldukça kritikti. Şair, bir insanı doğal bir yaşam alanına döndürmenin bir adım geri değil, ileriye değil bir sonuca vardığı sonucuna vardı. Bu davranış Alexander Sergeevich, Yaratan tarafından belirlenen insanın kaderine bir ihanet olarak algılar.
İnsanın doğaya yapay dönüşü
Alexander Pushkin "Çingeneler" yazdı 1824,şiir denemenin bir devamı ve romantizmle olan anlaşmazlığın sonu idi. Çalışmalarındaki olayları daha gerçekçi bir şekilde anlatabilmek için yazar, Chisinau'daki bir çingene kampında birkaç hafta boyunca, özgür bir hayatın tüm cazibelerini denedikleri için uğraştı. "Çingene" şiirinin kahramanı Puşkin Aleko, yazarın kendisine çok benziyor, hatta ismiyle İskender'in ünsüz seçildi. Moldovya'da sürgün edilen şair, sık sık Ovid ile karşılaştırdı, şehirlerin sıcağında çaresiz kaldı - bunların hepsi işte mevcut.
Kahraman uygarlıktan bıkmış ve onun içinİnsanların her türlü önyargıdan mahrum bırakıldığı yeni bir dünya keşfetmek, özgür, basit, sahte veya yapay davranmaya eğilimli değiller. Puşkin "Çingeneler", iletişim çevresi, yaşamın koşullarındaki değişimin insanın iç dünyasını etkileyip etkilemeyeceğini yazdı. Aleko bir çingene kampındaydı, o da gitmek istediği yere varmış. Kahramanın kurtarılması, akıl sağlaması gerekiyordu, ama bu gerçekleşmedi. İstenen güncelleme Zemfira'ya bile sevgi getirmedi.
"İnsan ve çevre" problemini çözme
Göstermek amacıyla oluşan Puşkin "Çingeneler"Rousseau'nun, herkesin doğa koğuşunda ahenk bulabileceğine inandığı yargılamaların yanlışlığı. Aleko, iradesini satan bir toplumdan nefret eder, ancak hor gördüğü insanlarla aynı şekilde davranır. Ana karakter, uzun süredir hayalini kurduğu bir dünyadaydı, ama yalnızlığını yenemedi. Aleko, hiçbir zaman haklarından vazgeçmeyeceğini, ancak başka bir kişinin hayatını alma ya da duygularını kontrol etme hakkını ne getirdiğini gururla ilan etti.