Sosyal Felsefe

Sosyal felsefe en önemlilerinden biridirfelsefi bilginin yanları. Bu bilgi toplumdaki insan yaşamının süreçlerini ve koşullarını anlamayı amaçlamaktadır. Bir bütün olarak felsefenin ayrılmaz bir parçası olan bu bilimin karakteristik özelliklerine sahiptir. Aynı zamanda, söz konusu alana, konusunu ve çalışma nesnesini ayıran belirli özellikler verilmiştir.

Sosyal felsefe,Belirli bir disiplin, evrensel ve bütünün çalışmasına katılmaktadır. Bununla birlikte, bu arzu sadece insan toplumu çalışması çerçevesinde kendini gösterir. Aynı zamanda, sosyal felsefenin, insanların yaşamlarında oldukça tuhaf bir şekilde kendini gösteren evrensel varlık yasalarının yasalarına ve örneğin diğer alanlarda bulunmayan belirli kalkınma yasalarına da değindiği unutulmamalıdır.

Bir bilim olmak, bu bilgi alanıkendi kategorilerini geliştirir (genel kavramlar). Sosyal felsefe, kullanımlarıyla toplumun oluşum ve gelişiminin her aşamasında toplumdaki özünü inceler. Sosyal pratiğin ifade mantığının en soyut biçimleri arasında “kamu bilinci”, “tutum”, “varlık”, “kültür”, “etkinlik” gibi kategoriler bulunmaktadır. Bu kategorilerde, düşüncenin sosyal gerçeklik hakkında yeterli bilgiye ulaşması yansıtılır ve çeşitli insan faaliyetlerinin evrensel özellikleri de geliştirilmektedir. Bu kavramlar sayesinde, yaşamın herhangi bir alanı için belirli bir değere sahip yasa ve ilkeleri tanımlamak ve formüle etmek ve insan faaliyetleri hakkında kanıta dayalı ve nesnel bilgi edinmek mümkün hale gelir. Toplumsal öneme sahip diğer bilimler kategorileri, toplumsal gerçekliğin sadece belirli, ayrı yönlerini ve özelliklerini sabitlerken, sosyal felsefe kavramları bazı yönlerden genel olarak süreçlerin biliş aşamalarıdır. Bu bağlamda, ikincisinin rolü en önemlisidir.

Sosyal felsefenin temel sorunlarınesnel gerçeğe ulaşmak, uygulanması ve daha da geliştirilmesi için yeterli bilgi ve fırsatları elde etmekten ibarettir. Aynı zamanda, disiplin çok soyut bir biçimde gelişimi ve işleyişini yansıtır. Ve bu anlamda, sosyal felsefe, tarihsel özellikleri dışlamak için kasıtlı bir arzu ile karakterize edilir, çünkü gerçeklik bilgisi bilimdeki disiplin için gerçek bir öneme sahiptir, onu bir dereceye kadar doğru bir şekilde yansıtır ve bu da gerçekliğin kendisi tarafından tekrar tekrar doğrulanır.

Söz konusu disiplin bir öğretidir,sürekli gelişime tabidir. Bunun başlıca nedeni, toplumun süreçleri ve olgularının sürekli bir analizinin olmasıdır. Bu sayede disiplin konusu korunur. Bununla birlikte, sosyal felsefede aynı şeylerin sürekli bir tartışması var gibi görünüyor; öğrenme, bir kez ve herkes için verilen çözümlerin yokluğu ile karakterizedir. Belirli bir araştırma alanının sınırlı olduğu bu kavramların, kamusal hayatta her zaman mevcut olan belirli bir konu-nesne ilişkisini tanımlamak için bir yöntem oluşturduğu söylenmelidir. Bu tutum sürekli değişimlerden geçmektedir: tarihsel, mekânsal, zamansal. Bu bağlamda, sürekli olarak çeşitli konulara yeni çözümler bulmak zorundadır: öznel olan, nesnel olan, gerçek olan ve gerçek olmayan. Bu anlamda, bir ve aynı soru yeni bir şekilde çözülmüyor, ancak sorular her seferinde yeni bir şekilde soruluyor ve bu nedenle yeni cevaplar aranıyor.